Gölge Avcıları ☆☆☆☆☆

Ölümcül Oyuncaklar serisi en sevdiğim kitaplardan biridir. Kitaplara ayrı, yazara ayrı çok büyük bir sevgi beslerim içimde. Ama bu dizi resmen bir rezalet. Yazarın yerinde olsam bu diziyi asla yayınlattırmazdım. Kitapları bitirdikten sonra o kadar özledim ki gölge avcısı dünyasını, hemen ertesi gün diziye başladım. Başlamaz olaydım. O kadar büyük bir beklentiyle de izlemedim diziyi he, tabii ki kitaplar kadar güzel olamayacağını biliyordum ve beklentilerimi en alta çekmiştim. Birkaç detayı değiştirirler, olaylar ufak tefek daha farklı gelişir, tüm bunları göze alarak açtım diziyi. Her gördüğüm/göremediğim detayla da izlemeye devam edeyim, sonraki bölümler daha güzel olur diye kendimi inandırdım ama yok. Olmadı.

 Kitaplarda özene bezene betimlenen karakterlerin dizilerdeki oyuncularla alakası yok. Zahmet edip masmavi gözlü Alec’e bir lens taksalardı bari. O vasat filmdeki Clary ve Jace bile dizidekilerden daha iyiydi, hele Valentine’ı gördüğümde gülme krizine girecektim. Güzellik tanrıçası Isabelle’i ne hale getirdiklerini burada yazamayacağım bile. Sadece Simon fena değildi, çok sağ olsunlar en azından bir karakteri benzetmişler. Oyunculara bir lafım yok, cast seçimini yapanlara sitemim. Raphael ve Isabelle’in üzerinden berbat bir ilişki kurmuşlar. Isabelle’in kitaplardaki en akıllı karakter olduğunu söyleyemem ama onu bu denli aptal göstermelerine tahammül etmekte çok zorlandım.

Bu diziyi izleyip de Ölümcül Oyuncaklar serisiyle ilgili anılarınızı kirletmeyin. Kitapları okumadıysanız da, diziyi izlemeye harcayacağınız vakti kitapları okumaya harcayın çünkü orası içinden çıkmak istemeyeceğiniz, bambaşka bir dünya.