Paris’in Altında ★★☆☆☆

Paris’in Altında, korku gerilim türlerinde bir Netflix filmi. Aslında korkudan ziyade, daha çok bir gerilim filmi. Yeni çıkmış bir film olmasına rağmen, son zamanlarda çok popüler ve beğenilen filmlerden olmayı başarmış bir yapım.

Film, yıllar önce kocası ve arkadaşlarıyla köpek balıklarını gözlemlemek üzere okyanusa açılan Sophia’nın, içinde kocasının da bulunduğu dalış ekibine, gözlemledikleri köpek balığının saldırması üzerine hayatlarını kaybetmeleriyle başlıyor. Daha sonra filmde bir zaman atlaması gerçekleşiyor ve yıllar sonra Sophia, kocasını ve arkadaşlarını öldüren köpek balığının Paris’teki Seine Nehri’ne geldiğini öğreniyor. Köpek balığının yolunu kaybettiğini ve okyanusa dönmesi gerektiğini söyleyerek Sophia’dan yardımını isteyen bir kız, Sophia’yı da olaya dahil edince, Seine Nehri’nde bir köpek balığı araması başlıyor. İşleri kızıştıran kısım da şu, Seine Nehri’nde çok büyük bir yüzme etkinliği düzenlenecek ve köpek balığının bir an önce bulunup okyanusa gönderilmesi gerek.

Filmin süresi 104 dakika. Yaklaşık 20 dakika izleyip filmi kapatmıştım, hiç sarmadı. Sonra sosyal medyada filme yağdırılan övgüleri görünce bir şans daha vereyim dedim. Sonraki 50 dakikayı da arada başka şeylerle ilgilenirken izlemeye devam ettim. Çok sıkıcı geldi bana. Olay akışı mı yavaş, oyunculuklar mı kötü, hikaye mi kötü bilemedim ne desem ama hiç akıcı değildi. Sadece son yarım saati doğru düzgün izledim. Filmin tüm heyecanını son yarım saatlik kısmına koymuşlar zaten. Sonu beni tatmin etti mi, etti. Bir daha izler miyim, izlemem. Tavsiye eder miyim, etmem açıkçası. Hem bir film açıp 70 dakika sıkılacaksın, hem de ne bir fikri, ne sana kattığı bir şey var. Korku filmi izlemek istesem de başka hiçbir korku filmi kalmamış olsa, korkunç değil. İzlerken gerildiğimi de söyleyemem anca sıkılmaktan gerilmişimdir. Kötüydü ya. 2 yıldızı da son 30 dakikasına verdim.