Bizimle Başladı Bizimle Bitti ★★★☆☆
New York Times en çok satan yazarlarından Colleen Hoover’ın, kendi anne babasından esinlenerek kaleme aldığı Bizimle Başladı Bizimle Bitti, aynı zamanda yazarın en çok bilinen aşk romanı. Daha doğrusu her ne kadar bir aşk romanı olarak kategorize edilse de, bence bu kitabı bir aşk romanı olarak değerlendirmek doğru olmaz. Bunun nedenini anlatmak için Bizimle Başladı Bizimle Bitti’nin konusuna değineyim.
Küçüklüğü ve ergenliği döneminde babasının annesini dövmesine defalarca şahit olmuş Lily’nin, babasının cenazesinden hemen sonra ne hissedeceğini ne yapacağını ne söyleyeceğini bilemez haldeyken, Brooklyn’de orda yaşamadığı bir binanın çatı katında yaşadıklarını düşünürken başlıyor kitap. O çatıda oturmuş kara kara düşünürken, tam olarak Lily’le aynı şeyi yapmak üzere oraya gelmiş Ryle da çatıya geliyor ama çatıda kendisinden başka birinin daha olduğundan habersiz. Sinirini etraftaki sandalyeden çıkarırken Lily’i fark ediyor ve ikisi tanışıyorlar. Neden zaman sonra aralıklı olarak tekrar tekrar karşılaşıp sonunda bir ilişkiye adım atıyorlar birlikte. Tabii bu süreç boyunca Lily, eski günlüklerini okurken çocukluk aşkı Atlas ile olan geçmişini de öğreniyoruz. Buraya kadar kitabın bir aşk romanı olduğunu düşünüyordum. Ta ki olaylar değişmeye başlayana kadar…
Tam her şey yolunda giderken ve Lily hayatında hiçbir şeyin daha iyi olamayacağını düşünürken, sadece Atlas’ın gazeteye verdiği bir röportaj ve buzdolabındaki bir magnetten Ryle’ın hastalığına teslim olmasıyla, Lily hata yaptığını anladı: “Bazı riskler hiçbir zaman alınmaya değmez. Özellikle de bu riskler geçmişte sizi hüsrana uğrattıysa.” Kopan kıyametten sonra Lily hastaneye gittiğinde ise hamile olduğunu öğrendi ve olaylar daha karmaşık bir hal aldı… İşte kitabın ikinci kısmında geçen bu olaylar artık kitabı bir aşk romanı olmaktan çıkarıyordu. Artık kitap aile içi şiddet ve daha genel ele alırsak, kadına şiddet temalı bir hal almıştı. Romantizm yerini bu ve bunun gibi durumları yaşamak zorunda kalmış kadınların psikolojisini, yaşadıklarını, sorumluluklarını, almak zorunda kaldıkları kararları anlatmaya bırakmıştı. Bir aşk romanı okuduğunuzda üzülürsünüz, ağlarsınız, sevinirsiniz ne bileyim mutlu olursunuz ama Bizimle Başladı Bizimle Bitti, ikinci kısmından itibaren bambaşka düşüncelere sürükledi beni.
Özetlemek gerekirse: Bizimle Başladı Bizimle Bitti, baş kahramanımız Lily’nin hayatına yeni giren adam Ryan ve hayatına geri dönen çocukluk aşkı Atlas ile yaşadıklarının, alınması gereken zor kararların anlatıldığı bir romandı. Sosyal medyada oldukça popüler olan bir kitap, ben de sosyal medyanın etkisinde kalarak alıp okudum. Okuduğuma memnunum ve kitapta verilen mesaj da, anlatılanlar da çok kıymetliydi. Hiçbir şey değilse, hemen hemen her gün duyduğumuz belki gördüğümüz belki karşılaştığımız şiddet olaylarının kurbanlarını eleştirmeden önce bakmamız gereken farklı bir pencereyi gördüm. Ölmeden önce okunması gerekenler listeme koyacağım bir kitap değil belki ama okursanız da pişman olmazsınız.
İnternette gördüğüm kadarıyla Blake Lively’nin baş rolünde olacağı bir filmi de vizyona girecekmiş bu sene. Güzel olacağını düşünüyorum. Ayrıca kitabın bittiği yerden başlayan bir ikinci kitap da var: Bizimle Başladı. Onu okuduğumda da yorumlarımı paylaşacağım.